Sujet précédent :: Sujet suivant |
Auteur |
Message |
guest
Inscrit le: 10 Avr 2011 Messages: 5 705
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Ven 10 Nov 2017 - 18:49 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Nalbandyan: İsrail’in Ermeni Soykırımı’nı resmen tanımasını bekliyoruz
Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan resmi ziyaret için bulunduğu İsrail’de yerli "i24 news" TV kanalına özel bir röportaj verdi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun daveti üzerine İsrail’e geldiğini söyleyen Nalbandyan, ziyaretin kısa ama yoğun olduğunu vurguladı. Ermeni Bakan, ziyaret çerçevesinde Başbakan Netanyahu, Bölgesel İşbirliği Bakanı Tzachi Hanegbi, Kudüs konulardan sorumlu Bakan Ze'ev Elkin, Parlamento (Knesset) Başkanı Yuli Edelstein ve Knesset Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Ermenistan-İsrail Parlamentolararası dostluk grubu başkanı Tali Ploskov ile görüştü.
Yad Vashem’i (Holokost anıtı) ziyaret eden Nalbandyan şunları kaydetti: “Kudüs’ta Yad Vashem, Yerevan’da ise Tsitsernakaberd, Soykırım’a maruz kalan Ermeni ve Yahudi halkları başta olmak üzere herkesi yeni soykırımlarla, insanlığa karşı suçlarla mücadele etmek için çabalarımızı birleştirmeye çağrıyor.”
Gazetecinin “İsrail’den Ermeni Soykırımı’nın tanınmasına ilişkin ne beklentileriniz var? Bu konu İsrail’de yaptığınız görüşmelerde gündeme getirildi mi?” sorusuna yanıt veren Nalbandyan, konunun Ermenistan-İsrail diyalogunun parçası olduğunu ve kalamaya devam edeceğini vurguladı.
İki halkın soykırım dehşeti yaşadığını hatırlatan Ermeni Bakan şöyle devam etti: “Çok sayıda bilim adamı, siyaset bilimciye göre Ermeni Soykırımı’nın kınanmış olsaydı belki de Shoa (Holokost) ve diğer Soykırımların önlenmesi mümkün olabilirdi. Bundan dolayı İsrail’in Ermeni Soykırımı’nı resmen tanımasını bekliyoruz.”
İster Parlamento’da, ister toplumda soykırımın tanımasına yana olan ve İsrail kamuyonu oluşturan kişilerin sayısı gittikçe arttığına dikkat çeken Nalbandyan görüştüğü İsrail Parlamento Başkanı’nın Knesset tarafından Ermeni Soykırımı’nın tanınması önemi konusunda net bir tutum benimsediğini bildirdi.
https://www.ermenihaber.am/
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Lun 13 Nov 2017 - 18:21 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Dacikler ABD'deki Lobi Faaliyet İşini :Ronn D. Torossian'ın başkanı olduğu '5W Public Relations (5WPR)' halkla ilişkiler lobi şirketine verdi
Soyadına bakıpta Hay'dır demeyin çünkü soyadı Hay ancak kendileri Yahudi ve İsraelde Başbakanı Netanyahu'nun lideri olduğu 'Likud Partisi 'nin de aktif üyesidir ...
................. Başbakan Binali Yıldırım, New York temaslarını aktarırken, 'Yahudi kuruluş' temsilcileriyle yapılan görüşmeye değinmemeye özel önem atfetti.
AKP'li yetkililer ABD'ye gelirken öncelikleri arasında 'yahudi' kuruluşlarıyla görüşmek vardır.
Partinin kuruluşundan beri strateji budur.
AKP Genel Başkanı Erdoğan siyasi yasaklıyken Washington'a ilk ayak basışı dahil Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde ABD proğramının hepsinde bu gelenek uygulandı.
Bu amaçla çok sayıda ‘Yahudi Lobi’ şirketi kiralandı.
AKP'nin tanıtımı için milyonlarca dolar ödendi.
ABD Kongresi, Yönetim ve medyaya dönük lobi çalışması yapmak istiyorsanız 'Yahudi Lobisi'nden yararlanmak normaldir.
Türk Hükümetleri 'sözde Ermeni soykırım tasarısı ve Kıbrıs ' konularında uzun yıllar Türkiye'de Musevi asıllı Türk iş adamlarından da yararlanarak Washington'da lobi çalışması yaptı.
Ancak AKP dışında hiç bir Türk Hükümeti içeride 'İsrail' aleyhtarlığı yapıp Türkiye dışında 'Yahudi' lobisinden yoğun biçimde yararlanmaya çalışmadı.
ABD'de en etkili Musevi kuruluşu ADL'nin Başbakan iken Erdoğan'a verdiği 'cesaret madalyası' hiç bir lidere nasip olmadı.
Başkanları külliyede kabul gördü.
İçeride 'Faiz Lobisi' diye suçlama yöneltilirken Musevi ağırlıklı 'Arnold and Porter' şirketine mali işler emanet edildi.
AKP Hükümetleri döneminde ABD'de kiralanan lobi şirketleri önemli bir delil niteliğindedir. (Yılmaz Polat Lobiler ve Ajanlar S.121)
Başbakanlık makamında Gül, Erdoğan ve Davutoğlu'ndan sonra Yıldırım döneminde de bu gelenek devam ediyor.
Binali Yıldırım Hükümeti, bir süre önce 'Yahudi' lobi ordusuna bir yenisini daha ekledi.
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun lideri olduğu 'Likud Partisi 'nin aktif üyesi Ronn D. Torossian'ın başkanı olduğu New York merkezli '5W Public Relations (5WPR)' halkla ilişkiler lobi şirketiyle anlaştı. Başbakan Yıldırım'ın uçağı New York Havaalanı (JFK) iner inmez oteline uğramadan yanında bakanlarla (Mehmet Şimşek- Berat Albayrak- Mevlüt Çavuşoğlu) ödül sahipleri dahil 12 Yahudi kuruluş temsilcisiyle buluştu.
ADL 'cesaret' ödülünü istemekten çoktan vazgeçti de 'bu toplantının ödülü neydi?' merak ettim.
Yılmaz POLAT / Washington - yilmazpolat@abcgazetesi.com
http://www.abcgazetesi.com/binali-yildirim-yahudi-lobisine-kostu-8152yy.htm
............
Ronn Torossian in happier days before he began extorting money from Rabbi Pinto (Yossef ben Yossef)
....................
https://en.wikipedia.org/wiki/Ronn_Torossian
..............
https://www.google.com/search?source=hp&ei=1tUJWvbCFIjIgAb-oIeYDA&q=ronn+d.+torossian+%22armenian%22+&oq=ronn+d.+torossian+%22armenian%22+&gs_l=psy-ab.12..33i22i29i30k1.1495.1495.0.3664.1.1.0.0.0.0.749.749.6-1.1.0....0...1..64.psy-ab..0.1.748....0.vp29bn2-G2M
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Ven 24 Nov 2017 - 10:40 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Araştırmacı Gazeteci Harut Sassounian ,Ronn Torossian Dosyası
Türk Halkla İlişkiler Ajan'sının Babası ve Büyükbaba ve Büyükbaba Ermeniler
Türk PR ajanı Ronn Torossian, "Hayatım boyunca kendimi hiç Ermenice görmedim" dedi.
Geçen hafta New York'taki 5W Halkla İlişkiler Şirketi Başkanı Ronn Torossian ile ilgili bir yazı yazdım ve ABD'de Türkiye Cumhuriyeti için PR çalışmaları yapmak için 60.000 dolarlık bir sözleşme imzaladım.
Bazı Yahudilerin ve İranlıların da Ermeni soyadlarına sahip olduklarından, Torosların etnik bir Ermeni olup olmadığını bilmedim ya da yalnızca bir Ermeni soyadı sahip olduğunu bilmiyordum. Bir önceki sütunu yazmadan önce onunla iletişime geçmeye çalıştım ve ofisinde iki sesli posta mesajı bırakmıştım. Ancak telefonlarımı geri vermedi.
Bu sütunu yazdıktan sonra, Bay Torossian'dan birkaç e-posta ve telefon görüşmesi aldım. Bununla birlikte, telefon konuşmalarımızın kayıt dışı tutulmasını istedi. Toros ailesini tanıyan dünyadaki Ermenilerden birçok e-posta ve telefon da aldım.
Birçok okuyucunun, Bay Torossian'ın bir Ermeni olmadığını, sadece bir Ermeni soyadını taşıyan Yahudi veya İran olduğunu ileri sürerek, sütunumun altındaki çeşitli web sitelerinde yorumları yayınladığını fark ettim. Bu yorumcular, varsayımlarını, internet üzerinde Bay Torosian hakkındaki tüm makalelerin kendisine Yahudi olarak nitelendirildiğine ve hareketlilik ve Yahudi gerekçelere ve örgütlere katılımı hakkındaki geniş kaydından bahsettiklerine dayanmaktadır.
Bununla birlikte, Kudüs'ün eski ikametgahlarından birisi olan Kanadalı bir Ermeni tarafından, şu anda New York'ta yaşayan Ronn'un babası Harout Torossian ile birlikte o şehirde büyüdüğünü bildirdim. Ronn'un dedesi Voskan Torossian, büyükanne ise Mariam'dı.
Voskan ve ailesi Kudüs'teki Ermeni Patrikhanesi Manastırı'nda yaşıyordu. Voskan, Patrikhanede bir elçisi olarak çalıştı. Ronn'un babası Manastır'daki Aziz Tarkmanchats Ermeni Okulu'na katıldı. Hem Ronn'un babası hem de dedesi Homenetmen üyesiydi (Ermeni General Athletic Union and Scouts). Voskan, Ermeni Devrimci Federasyonunun da ayrıcalıklı bir üyesiydi.
Ronn'un babası Yahudi bir kadınla evlendiğinden Ronn Yahudi cemaati tarafından Yahudi olarak kabul edilir. Bir Yahudi olarak yetiştirildi ve kendini Ermeni değil Yahudi olarak görüyordu. Ronn'un aile arkadaşlarından ve babasının eski sınıf arkadaşlarından akrabaları ve kişisel yaşamları hakkında çok şey öğrendim, ancak Ronn'un gizliliğini korumak için daha fazla detayı açıklamamaya karar verdim. Yalnızca babası ve dedesi, kısmen Ermeni mirası olduğunu kanıtlamak için bahsettiler, İranlı ya da tam Yahudi değil.
İlginçtir, Ronn Torossian'ın ilk yazdıktan sonra beni gönderdiği e-postalardan birinde, "Ben Yahudi'yim" dedi. Amerikalı bir Yahudi evde doğdum ve büyüdüm ve gururla çocuklarımı Yahudi okullarında eğitiyorum. Ben bilmiyorum ve asla kendimi Ermeni olarak görmedim. Komik, gülünç ve yıkıcı çirkin bir litus testi uyguluyorsunuz "diye ekledi. E-postalarının geri kalanı kayıt dışı sayılmasını istedi.
Torosian'a bir e-postayla cevap verdim: "Sonunda benimle iletişime geçtiğiniz için teşekkürler. Sana son bir ay içinde ayrıldığım iki telefon mesajına karşılık vermeni isterdim. Yahudi hissettiğine saygı duyuyorum. Seçiminiz ve kararınız budur. Bununla birlikte, Yahudi olmak, sizi Yahudi, Ermeni veya başka bir vatandaş olup olmadığınızı Soykırım'ı inkâr eden bir ülke için PR yapmanın kabul edilemezliğinden bağışlamaz. Hem Yahudi hem de Ermeni etnik kökenden olmak hem Soykırım hem de Ermeni Soykırımı'nın ölümünden soyunuzmı sağlar; bu da çifte yük getirir ve Soykırım inkarcılarına karşı özellikle hassastır. Soykırım inkarcıları için para topladığınız için profesyonel faaliyetlerinizi haklı çıkarmaz. Sütunumda belirttiğim gibi, diktatörler için PR yapanları eleştirdiniz. Ancak diktatör Erdoğan için PR yapmak için para alıyorsunuz. Erdoğan'ı bir diktatör olarak görmüyorsanız, o zaman dünyada öyle düşünen az sayıdaki birisiniz! "
Ronn Torossian e-postama şu cevabı verdi: "Beni dilediğin kadar eleştir. Lütfen ailemi veya etnisite hakkındaki algılarımı yükseltmeyin. Hayatım boyunca kendimi asla Ermenice saymadım. "
Ronn Torossian'a, yıllar geçtikçe, milliyetlerinden bağımsız olarak, lobi faaliyetleri veya halkla ilişkiler için Türk hükümeti tarafından işe alınan herkesi eleştiren onlarca sütun yazmış olduğumu bildirmeliyim. Türkiye'yi para karşılığında temsil etmek, bir diktatör tarafından yönetilen, vatandaşlarının insan haklarını ihlal eden ve Ermeni Soykırımını reddeden Türkiye'yi temsil etmek kabul edilemez.
İronik bir şekilde, Haziran 2010'da Torossian Türkiye ile bir PR sözleşmesi imzalamadan önce, İsrail ordusu bir Türk insani filoya saldırdıktan sonra Manhattan'da bir Türk karşıtı protesto düzenlemişti. Torossian, "Türk gemisinde sözde barış eylemcileri diye adlandırılan şey, akıllıca tasarlanmış bir anti-Semitik linçten başka bir şey değildi."
HARUT SASSOUNIAN'DAN
http://asbarez.com/168824/turkish-pr-agents-father-and-grandparents-are-arm…
|
|
Revenir en haut |
|
|
guest Super Membre
Hors ligne
Inscrit le: 10 Avr 2011 Messages: 5 705
Point(s): 14 834 Moyenne de points: 2,60
|
Posté le: Dim 17 Déc 2017 - 19:19 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
AKP Hükümeti, Likud üyesi 'Kudüs İsrail'in lobisiyle çalışıyor
AKP Hükümeti, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun lideri olduğu 'Likud Partisi 'nin aktif üyesi Ronn D. Torossian'ın sahibi olduğu '5W Public Relations (5WPR)' halkla ilişkiler lobi şirketiyle çalışıyor.
'5WPR' Şirketi, aynı zamanda İsrail'li şirketlere de hizmet veriyor.
New York'ta aktif bir Likud Partisi üyesi olarak tanınan Musevi- Ermeni asıllı Torrossian, parti içinde örgütlenen 'Kudüs Bizim' teşkilatının da yöneticiliğini yapıyor.
Bir süre İsrail'de oturan Torrossian, Likud Parti'sinde aktif görev aldı.
Torrossian, Likud içinde örgütlenen İbranice 'Kudüs Bizim' anlamına gelen 'Yerushalayim Shelanu- Our Jerusalem' organizasyonun da yöneticileri arasında bulunuyor.
New York merkezli '5W' Halkla İlişkiler şirketiyle AKP Hükümeti adına anlaşmayı, Fethullah Gülen'in iadesi için kiralanan hukuk şirketi 'Amsterdam & Partners LLP' imzaladı.
AKP, Medya taktikleri ve tanıtım üzerine hizmet veren şirkete 6 ay için masraflar hariç 60 bin dolar ödüyor.
Torrossian'ın, Mavi Marmara ve Gazze olayları sırasında 2010'da New York'ta Türk Konsolosluğu önünde protesto gösterileri organize ettiği biliniyor.
Torrossian'ın '5WPR' şirketiyle anlaşan 'Amsterdam & Partners LLP' şirketi, 2015 yılından buyana AKP Hükümeti için yılda yaklaşık 600 bin dolar alıyor.
Yılmaz POLAT / Washington / yilmazpolat@abcgazetesi.com
http://www.abcgazetesi.com/akp-hukumeti-likud-uyesi-kudus-israilin-lobisiyle-calisiyor-8213yy.htm
|
|
Revenir en haut |
|
|
Publicité
|
Posté le: Dim 17 Déc 2017 - 19:19 Sujet du message: Publicité |
|
|
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Sam 6 Jan 2018 - 11:14 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Armenian Jewish community plans to build museum in the site of Jewish cemetery
YEREVAN. – The Armenian Jewish community initiates creation of museumin the site of an ancient Jewish cemetery in Vayots Dzor province, the head of community Rimma Varzhapetyan told Armenian News - NEWS.am.
An ancient Jewish cemetery, dated 13th -14th centuries, was discovered in 1997. Excavations were carried out at graves with the participation of Armenian and Israeli specialists.
According to Rimma Varzhapetyan, the project and drawings of the museum have already been prepared.
“We very much hope that this will be an interesting destination for world tourism. We are seeking sponsors for the project and we hope that it will be interesting not only for Jews but for the Armenians as well,” said the head of the community.
The museum plans to present Jewish attributes and the items found during excavations in Yeghegis.
“I have recently visited Cape Town. There is a large Jewish community in South Africa. There are at least 40 thousand Jews, beautiful schools and kindergartens, nursing homes, hospitals, community centers, and an amazing museum in Cape Town” said Rimma adding, “ Students from all over South Africa and neighboring countries come to the Holocaust lesson. I dream that such lessons, lessons of tolerance, Holocaust lessons took place in our Jewish museum, where I would like to have a corner dedicated to Genocide.”
The museum should also become a scientific and educational center.
“Unfortunately, we do not have a Jewish center. We rent this room and try to bring here the Jewish spirit. We expect to host scientific conferences and symposia in our museum,” said Rimma.
“We have collected materials, and I hope that the results of painstaking work will be revealed to the visitors of the museum.”
https://news.am/
Dernière édition par vahe2009 le Mer 7 Fév 2018 - 20:29; édité 1 fois
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Mer 7 Fév 2018 - 20:26 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Polish MP to i24NEWS: Israel should stop thinking it has monopoly of suffering
An Israeli man looks at a train wagon used in Nazi Germany to transport Jews to concentration camps, on April 15, 2015, in the coastal city of Netanya
Polish MP Robert Winnick says Israel "cannot complain" since it doesn't recognize the Armenian genocide
A member of the Polish Parliament told i24NEWS Israel should stop thinking it has the "monopoly of suffering" referring to the Jewish state's objections to a new law which bans any reference to Polish responsibility in the Holocaust. "Israel does not have a monopoly on suffering. Poles and Russians also suffered. How can Israel complain when Israel itself doesn't recognize the Armenian genocide?," said Robert Winnick, a member of the National Movement , a right-wing party included in the current coalition government.
Deputy Speaker of the Polish Parliament Malgorzata Kidawa Blonska, however, told i24NEWS Israel should not assume all Polish politicians are in four of the new law. "This law doesn't represent all of Poland," she said. In the latest chapter of the diplomatic row between Israel and Poland on the Holocaust bill, Israeli Education Minister Naftali Bennett slammed the government in Warsaw for declining his offer to go on an official visit and discuss the new bill.
Israel Education Minister Naftali Bennett in sit-down interview with i24NEWS March 27, 2017 i24NEWS
"The Government of Poland cancelled my visit because I mentioned the crimes of its people. I am honored," Bennett said. "I accepted an invitation to a dialogue based on truth, the Polish Government chose to avoid this truth." "Yes the death camps in Poland were built and operated by the Germans, and we cannot allow them to evade responsibility for these actions. However, many Polish people all over the country chased, informed or actively took part in the murder of over 200,000 Jews during and after the Holocaust," Bennett added.
Prior to announcing the visit to Poland, Minister Bennett had instructed schools across Israel to add lessons about the role in the Holocaust of local populations that were occupied by the Nazis, including the Poles. The United States Secretary of state Rex Wayne Tillerson also condemned the new law. "The United States is disappointed that the President of Poland has signed legislation that would impose criminal penalties for attributing Nazi crimes to the Polish state. We understand this law will be referred to Poland’s Constitutional Tribunal. Enactment of this law adversely affects freedom of speech and academic inquiry," his statement read.
View image on Twitter
Twitter Ads info and privacy
In the second section of the statement, Secretary of state Rex Wayne Tillerson accepts Poland's complaint that concentration camps on Polish territory during WW2 should not be addressed as "Polish", since they were run by Nazi German occupying forces. "The United States reaffirms that terms like “Polish death camps” are painful and misleading. Such historical inaccuracies affect Poland, our strong ally, and must be combatted in ways that protect fundamental freedoms. We believe that open debate, scholarship, and education are the best means of countering misleading speech," concludes the statement.
Jack Guez (AFP)
https://www.i24news.tv/en/news/israel/167042-180206-polish-mp-to-i24news-israel-should-stop-thinking-it-has-monopoly-of-suffering
|
|
Revenir en haut |
|
|
guest Super Membre
Hors ligne
Inscrit le: 10 Avr 2011 Messages: 5 705
Point(s): 14 834 Moyenne de points: 2,60
|
Posté le: Ven 9 Fév 2018 - 12:13 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
ABD Türkiye'ye şantaja hazırlanıyor! Yaptırımlar ve Ermeni kartı...
ERMENİ SOYKIRIM TASARISI:
Dış İlişkiler Alt Komitesi’ndeki “Suriye’de ileriye doğru” başlıklı toplantıda da Türkiye'ye yönelik ağır sözler söylendiğini belirten Turgut, "Ermeni seçmeni bol olan California temsilcilerinin yine bir soykırım yasasını gündeme getirecekleri söyleniyor" dedi ve tehlikeli durumu işaret etti:
"Eskiden yönetim, ulusal güvenlik çıkarlarını gerekçe göstererek bunu engelliyordu. Ancak bu defa ne bu kaygıyı dile getirecek bir yönetim, ne de bunu dinleyecek bir Kongre var. Türkiye’ye yardımcı olan İsrail lobisi de artık devreye girmeyeceğinden bu defa soykırım yasasının geçmesi yüksek ihtimal olarak görülüyor Washington’da."
http://www.internethaber.com/abd-turkiyeye-santaja-hazirlaniyor-yaptirimlar-ve-ermeni-karti-1845670h.htm
|
|
Revenir en haut |
|
|
guest Super Membre
Hors ligne
Inscrit le: 10 Avr 2011 Messages: 5 705
Point(s): 14 834 Moyenne de points: 2,60
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Sam 17 Fév 2018 - 18:29 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
'Dovlatov': Berlin Review
Alexey German Jr looks back at a week in the life of Russian poet Sergei Dovlatov
Dovlatov
SOURCE: BERLIN FILM FESTIVAL
Dir. Alexey German Jr. Russia/Poland/Serbia. 2018. 126 mins.
Alexei German Jr’s Dovlatov could almost have been called ‘Ballad of the Unknown Writer’. At least, it’s the story of a writer who remained unknown in his lifetime, and is still little discussed in the West, although after his death in 1989 he went on to be highly acclaimed in Russia. This slow-burning, pensively drifting evocation of the times of Sergei Dovlatov is not a conventional portrait, still less a biopic, but an imaginatively realistic recreation of a bygone era of Russian culture, when literature and art were considered matters of life and death – and when holding onto your artistic integrity could literally damage your chances of survival.
Dovlatov is played with a mixture of ruefulness, affability and brooding warmth by Serbian actor Milan Maric in his first international role
The film’s talky, borderline-narrative and altogether dream-like feel won’t make it an obvious commercial proposition, but festivals should gravitate towards a film that’s indirectly as much about the survival of serious artistry in cinema as in any other realm.
With its overlapping dialogue, complex use of crowds and beautifully choreographed long-take camerawork, Dovlatov is very much of a stylistic piece with the other films of Alexey German Jr – Paper Soldier (2008), an Antonioni-esque piece about the early Soviet space programme, and the futuristic Under Electric Clouds (2015). Dovlatov contrives to be at once dreamily impressionistic – it actually contains two engaging dream sequences – and highly concrete in its evocation of a week in the life of the young Dovlatov, an aspiring writer who can’t get his work published and has been excluded from the USSR’s Writers’ Union (his Jewish-Armenian identity no doubt being one reason, his ironic outlook being another).
The place is Leningrad in November 1971, when a hardline cultural freeze was replacing the relative permissiveness of the 60s. Poet Dovlatov (Milan Maric), newly divorced and living with his mother in a crammed shared apartment, is experiencing a writing block and contemplating a novel, but trying to earn a living working for an industrial magazine.
Over the following week – of “little joys and big sorrows,” as he puts it – Dovlatov has awkward meetings with his ex-wife Elena (Helena Sujecka), hangs out with fellow writer and later Nobel winner Joseph Brodsky (Artur Beschastny), and spends evening after evening at bohemian soirées where marginal, struggling writers and artists listen to jazz and argue vehemently about the value of assorted poets – for this was a time when literature was a religion, and a lifeline to sanity.
BY JONATHAN ROMNEY
https://www.screendaily.com/reviews/dovlatov-berlin-review/5126748.article
|
|
Revenir en haut |
|
|
Publicité
|
Posté le: Sam 17 Fév 2018 - 18:29 Sujet du message: Publicité |
|
|
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Dim 1 Avr 2018 - 09:52 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Aby an Ethiopian from Addis Ababa talking about Armenians
Aby an Ethiopian from Addis Ababa. He knows about Vahe Tilbian, the Ethiopian Armenian who is going to represent Armenia (with others) in the Eurovision 2015. He knows about Nerses Nalbandian, the well known musical director of the National Theater of Addis Ababa and the composer of the anthem of the African Union. He knows also about Saint Arsema (or Hripsime), one of the most famous martyrs in Armenia (from 3rd century)
[url]https://www.youtube.com/watch?v=eY25p-2ZsN0
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Lun 28 Mai 2018 - 19:38 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Profosör açıklamlada bulundu akit' müsvettesi akitliğini gösterdi ;
Siyonist Profesör'den 'Ermenistan' itirafı!
Osmanlı'ya kin kustu
İsrail tarihi profesörü Esor Ben-Sorek, The Times of Israel için yazdığı yazısında, Ermenilerle aralarında dini bağ bulunduğunu açıklayıp Osmanlı Devleti'ne saldırdı.Emekli, sekiz dil bilen İsrail tarihi profesörü Esor Ben-Sorek, The Times of Israel için yazdığı yazısında, Ermenilerle aralarında dini bağ bulunduğunu açıklayıp Osmanlı’ya hücum etti, Ermeni soykırımı palavrasının İsrail meclisinde yasalaştırılmasını istedi.
"ERMENİSTAN İLE DİNİ BAĞIMIZ VAR"
Siyonist profesör aralarındaki bağlarını şu ifadelerle açıkladı: “Ermenistan ile bağımız kökenini Kitab-ı Mukaddes’imizde bulmaktadır. Büyük tufan sonrası Noah’ın gemisi bir Ermenistan dağı olarak ünlü olan Ararat’ın üstünde kalmıştı. Jesus ve havarileri yeni inancı vaaz edip öğretmeye başladıklarında, Yahudi Kitab-ı Mukaddes’inin bir tanrının birliğini tanıdığı gibi Ermenistan da dünyada Hıristiyanlığı milli dini olarak kabul eden ilk millet olmuştu.”
“Ermenistan hiçbir zaman büyük bir Yahudi nüfusa sahip olmadı ancak Ermeni Yahudiler hürmet görüp iyi muamele edildiler.”
OSMANLI'YA SALDIRAN SİYONİST, ATATÜRK'Ü SAVUNDU
Esor Ben-Sorek Ermenilerle bağlarını ortaya koyduktan sonra, Ermenistan’ın Osmanlılar tarafından “fethedildiğini” yazıp, “Osmanlı Türkleri genelde gayrimüslimlere düşmanca tavır içinde olmasalar da Müslüman Osmanlı Türk rejimine koruma vergisi ödenmesini gerektiren bir zimmi statüsünde tutarak onlara müsamaha gösterdiler” dedi.
Siyonist profesörün bu satırları tarihi hakikati ifade ve Osmanlıların hoşgörüsünü dermeyan mahiyetinde olsa da, ilerleyen satırlarında bu tavırdan tamamen koptuğu görüldü. Yazısına devamla, 1914’te 1. Cihan Harbi zamanı Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun Almanya’nın yanında yer aldığını söyleyip, “Savaş zamanı gayrimüslim azınlıkların, yani Ermeniler, Rumlar ve Yahudilerin isyanından korkarak Osmanlı Türk hükümeti zalim Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir isyan patlamasını önlemek için askerler gönderdi” demek küstahlık, çarpıtma ve çelişkisinde bulundu.
Akabinde Siyonist profesör palavra ve çarpıtmalarını iyice büyütmeye girişti: “1915’in başlangıcında, 100 binlerce Ermeni ve birkaç bin Rum, Türk ordusu tarafından acımasızca muamele edildi ki bu nihayetinde yürüyüşlere, su ve yemekten mahrumiyete ve kıyıma yol açtı. Dünyanın ilk soykırımı… bir buçuk milyon Ermeni Hıristiyan’a karşı. Genç ve yaşlı, küçük çocuklar ve annelerinin kollarındaki bebekler sıraya dizildi ve İstanbul’daki Sultanın emriyle Türk askerleri tarafından vuruldular.”
Alçakça iftira ve yakıştırmalarının yanında, o dönem binlerle sayfayı bulan Yunan ve Ermenilerin yaptığı mezalime dair hiçbir şey anlatmayan Siyonist profesör sözlerine devamla, "bunun sadece bir kıyım olmayıp jenosit(soykırım) kelimesini de literatüre kazandırdığını, dünyada 29 ülke tarafından soykırım tanınsa da ne yazık ki İsrail’in onların arasında yer almadığını" söyleyerek ülkesine sitem etti.
Ardından, Kudüs’teki Ermeni topluluğu romantik bir anlatımla satırlarına aktaran Ben-Sorek, Kudüs’teki en eski fotoğrafçı dükkânına onların sahip olduğunu, tanrıya benzersiz bir inançları bulunduğunu ileri sürdü. Kendisinin de 10 yıl evvel Ermeni kilisesinde Pazar vaazı vermek için davet edildiğini yazan Siyonist, orada da benzerliklerini konuştuğunu söyleyerek kendi şahsi bağını da açıkça ifade etti.
Yazısının sonunda ise İsrail’in vahşi eylemlerini savunup gurur duyan Siyonist profesör, “Ermeni soykırımı Osmanlı hükümetinin işiydi, Kemal Atatürk Paşa’nın demokratik milletinin DEĞİL” vurgusu yaparak, başından beri vurguladığı “Osmanlı Türk İmparatorluğu” ile “Atatürk Türkiye’si” arasında ayrım yapması da dikkat çekti.
SİYONİST PROFESÖRDEN TERÖR DEVLETİ İSRAİL'E AHLAKLI OLMA ÇAĞRISI
Ülkesine soykırımı tanıma çağrısı yapan Siyonist, kaybedenin Türkler olacağını ileri sürerek “Türkiye’nin atabileceği tek adım bizle diplomatik ilişkilerini koparmak olur ve biz ise dobra dobra konuşan dünyadaki ahlaklı milletlere dahil olabiliriz” deyip, utanmadan İsrail’in bugüne kadar ilişkilerden dolayı adım atmadığını, ancak siyaset ile ahlakı ayırmak gerektiğini yazdı.
Yazısının sonlarında ise, “Bizim bir Yahudi halkı ve milleti olarak, Ermeni soykırımını açıkça kınamak ahlaki ve etik mecburiyetimiz var… Tam ahlaki olan, doğru olan ve Yahudilerin yapacağı şey budur” dedi.
Ömer E. Keçeci
https://www.yeniakit.com.tr/haber/siyonist-profesorden-ermenistan-itirafi-osmanliya-kin-kustu-472196.html
|
|
Revenir en haut |
|
|
vahe2009 Modérateur Général
Hors ligne
Inscrit le: 07 Nov 2009 Messages: 28 221
Point(s): 79 636 Moyenne de points: 2,82
|
Posté le: Lun 28 Mai 2018 - 19:45 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
Ermenistan ve Yahudiler
Ermenistan ile olan bağlantımızın kökeni İncilimizdedir. Büyük sükunetten sonra Nuh'a gemisi Mt. Ünlü Ermeni dağ olan Ararat.sa ve öğrencileri, Yahudi İncil'in Tek Tanrı'nın Tek Tanrı'sını tanıdığı gibi, yeni bir inancı vaaz etmeye ve öğretmeye başladıklarında Ermenistan, dünyadaki Hıristiyanlığı ulusal din olarak kabul eden ilk milletti.
Ermenistan'ın çok büyük bir Yahudi nüfusu olmadı, ancak Ermeni Yahudilerine saygı duyuldu ve iyi muamele gördü.
Ortadoğu'daki toprakların çoğu gibi Ermeni ulusu, Osmanlı Türk rejimi tarafından fethedildi ve İslam ülkeye sokuldu. Osmanlı Türkleri, gayrimüslimlere genelde misafirperver değillerdi, ancak Müslüman Osmanlı Türk rejimine bir koruma vergisi ödenmesini gerektiren bir dhimmi statüsü olarak tahammül ettiler.
1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden önce, Osmanlı Türk İmparatorluğu, Almanya tarafındaydı. Gayrimüslim azınlıklar, Ermeniler, Yunanlılar ve Yahudiler tarafından savaş zamanında devrilmekten korkan Osmanlı Türk hükümeti, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir salgının önlenmesi için birlikler gönderdi.
1915’ten itibaren yüz binlerce Ermeni ve binlerce Yunanlı Türk ordusu tarafından acımasızca muamele gördü ve sonuçta zorla yürüttüğü yürüyüşlere, yiyecek ve su yoksunluğuna ve katliamın… dünyanın ilk soykırımı… bir buçuk milyon Ermeni Hıristiyan’a karşı yapıldı. . Genç ve yaşlı, küçük çocukların ve annelerinin kollarındaki bebekler, İstanbul'daki Sultan'ın emriyle Türk askerleri tarafından dizilmiş ve vurulmuştur.
Bazı Ermeniler kaçmayı başardılar ve birçoğu Yunanistan'da ve Filistin'de güvenliğini sağladılar.
1915 Temmuz'dan Eylül'e kadar Ermeni Musa Ler tarafından çağrılan Musa Dağ dağına 4 bin 200 Ermeni kaçtı ve Türk birliklerinin kudretine karşı 53 gün ve gece sürdü.
Onların direnişi, “Musa Dagh'da Kırk Gün” adlı romanı yazan Avusturyalı romancı Franz Werfel'e ilham verdi. Direnişlerinden kısa süre sonra, bir Fransız deniz gemisi onları kurtardı ve onları güvenliğe getirdi.
1915-1918 yılları arasında Türkiye'de yaşayan Ermeni halkının trajik kaderi, dünyanın 29 ülkesi tarafından sadece katliam olarak değil, yeni bir sözcük… soykırım olarak kabul edildi.
Ne yazık ki, İsrail, Ermeni halkının Osmanlı Türk soykırımını tanıyan milletlerden henüz değil.
Daha sonraki yıllarda Nazi Almanyası, Yahudi sorununun son çözümünü başlatmaya başladığı zaman, Hitler'in “Hiç kimse Ermenilere olanları, kimseyi önemsemeyenleri hatırlamaz; Almanya’yı kurnaz Yahudilerinden kurtardığımız zaman olacak ”.
Ama yanılıyordu. Dünya Shoah'ı hatırlıyor. Yahudi olmayanlar da ilgilenebilir.
İsrail'de, Kudüs'teki Ermeni cemaati yaratıcı sanatçıları, eşsiz çömlekleri ve seramikleriyle ünlüdür ve Kudüs'teki en eski fotoğraf dükkanlarından biri Ermenilere aittir.
Onlar Tanrı'ya özgü bir inanç halkıdır. Şehrin Ermeni Mahallesi'ne son derece bağlılar ve toplumun duvarları içindeki halkı için hayır işleri yapıyorlar. Onların görkemli manastırı, günlük bağlılıklarının yeridir.
İlk önce 25 yıl önce bazı Ermenilerle tanıştım ve o zamandan beri nedenlerini destekledim. On yıl önce bir Ermeni kilisesinde Pazar günü ibadetinde bir vaaz verdim. Benzerliklerimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve inancımızı konuştum. Açıklamalarım derinden takdir edildi. O sırada İsrail Hükümeti'nin Ermeni soykırımını tanımayı reddetmesini reddettiğim kişisel hayal kırıklığımdan bahsetmiştim.
O zamanlar Türkiye ile olan iyi ilişkimiz nedeniyle tanımadan kaçınmak politikacılarımızın politikasıydı. Fakat siyaset için bir yer ve ahlak için bir yer var. Hükümetimiz ahlaklı siyaseti seçti.
Bazı ülkeler, sadece bireyler değil, tüm ülkeler Yahudi halkının Holokost'unu tanımayı reddettiyse, duygularımızı hayal edebiliyor musunuz? Böyle bir vahşetin hiç olmadığına inkar etmek mi?
Onların ahlaksızlığına kızardık. Ermeni vatandaşlarımız için de öyle.
Yakın zamanda Knesset'in bir üyesi, Ermeni soykırımını resmen tanımamız gerektiğini öne sürdü. Yapılması gereken şey bu. Yapılması gereken ahlaki şey. Ve yapılacak Yahudi bir şey.
Kısa sürede teklif oylamaya sunulacak. Meclis üyelerimizin yürekleri ve vicdanlarının, teklif için oybirliğiyle oy kullanacaklarını ümit ediyorum. Karar nihayetinde, Başbakanımızın ellerinde olmayan, şoför v'chalila'nın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recip Erdoğan'ı rahatsız etmesini istemiyor.
Türkiye'nin alabileceği tek adım, diplomatik ilişkileri bizimle paylaşmak olacaktır. Kaybedenler olacaklar ve kürek dedesi olarak adlandırılan dünyanın ahlaki milletlerine katılabileceğiz.
Ermeni soykırımı Osmanlı yönetiminin el işçiliği, Kemal Atatürk Paşa'nın demokratik ulusu değil, modern Almanya'nın Nazi Almanyası'nın suçlarından sorumlu olmadığı gibi, bunu kabul etmek ve Alman tarihine dahil etmekle yükümlüdür. ulus. Öyleyse, modern Türkiye, seleflerinin insanlığa karşı suçlarını itiraf etme cesaretini bulmalı.
Bir Yahudi halkı ve millet olarak bizler, Ermeni soykırımını açıkça kınamak için ahlaki ve etik bir yükümlülüğe sahibiz. Hitler yanıldı. Hatırlıyoruz ve önemsiyoruz.
İsrail Kayası olan Tzur Yisrael, Ermeni soykırımının 1915-1918 yılları arasında Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçmesine oy vermek için yasa koyucularımızın kalplerine ilham veriyor.
Niye ya? Çünkü yapması gereken çok ahlaki, doğru ve Yahudi bir şey.
Bloglar > Esor Ben-Sorek
http://blogs.timesofisrael.com/armenia-and-the-jews/
|
|
Revenir en haut |
|
|
guest Super Membre
Hors ligne
Inscrit le: 10 Avr 2011 Messages: 5 705
Point(s): 14 834 Moyenne de points: 2,60
|
Posté le: Sam 2 Juin 2018 - 09:39 Sujet du message: Ermeni asıllı Yahudiler / Yahudi Ermeni İlişkileri |
|
|
DISCOVERING THE HIDDEN SECRETS OF OUR PAST
Prof. Julia Creet, left, and John Lorinc
York University Prof. Julia Creet and journalist John Lorinc do not fit the typical Holocaust descendant narrative. They recently spoke to The CJN about how they first discovered their hidden heritage.
Lorinc: My father pulled me aside one evening when I was about 10 and we were out for an after-dinner family walk. I remember being confused about how anyone would identify someone who was Jewish. I vaguely remember asking him if Jews dressed differently. He told me that I must keep this piece of information secret, and I did.
Creet: My sister told me our mother was Jewish at my brother’s wedding, six months before my mother died. We never talked about it. In the beginning, it seemed more like a rumour, but the secret was so deeply held that I panicked whenever I told anyone. It took me another 10 years to find the historical facts. It turns out that secrecy was very common among Hungarian survivors.
Lorinc: The secrecy and the absence of accessible information about the Hungarian Holocaust – I’m talking now about the pre-Internet era – I think contributed to this strange sense that there was no there, there. I have learned over the years a great deal about the Hungarian Jewish experience and the history, including where it fits in to many bigger pictures. But when I was younger, it existed as a shadow. All of my parents’ friends were Jews, but with the exception of one, they absolutely did not observe or discuss their history.
Creet: Yes, the Hungarians – who had been German allies and were the last country to be invaded by Germany – felt so betrayed by the Germans and so ashamed of having believed in their alliance, that there was no easy route for them to reclaim their Jewish identity. This shame, combined with a highly assimilated population and the enforced hegemony of post-war communism, meant that even abroad, Jewish Hungarians were much more likely to claim Hungarian affiliation than Jewish. It all seems counter-intuitive now.
Once I pieced together my mother’s story and started to talk to old family friends – many of whom belonged to the United Church – it turned out that the closest ones were also Jews who had converted. None of them knew about each other because they didn’t talk about their pasts. And yet, an unspoken affinity drew them to one other.
Lorinc: So my question with this experience is whether your mother’s friends from the church genuinely didn’t know one another’s backstories, or if that’s the story that was given to you. In my experience, Hungarian Jews have extremely sensitive “Jewdars” and can almost always pick one another out of a crowd. Or maybe they didn’t need to come out to one another; the background simply didn’t need to be discussed. I’d also say that with my parents’ friends, there were virtually no gentile Hungarians in that crowd, with the exception of those who married in. All that shared experience and that shared secrecy – the unspoken affinity, as you put it – turned out to be very sticky glue.
Creet: Kingston, Ont., was a very Anglo-Protestant place when my parents arrived in 1958. There weren’t many other Hungarians around, so my parents gravitated toward other Europeans. My father was an odd duck, as well. He was an Armenian who had grown up in Calcutta, but had a British accent and passed well. Of the family’s closest friends, one was Polish and one Italian – both survivors, though neither had been in the camps. When I talked to them after my mother’s death, they both professed complete surprise about her past. My mother’s few Hungarian friends were certainly Jewish (including “Aunt” Ila, who had been a close friend in Hungary), though again, it would be years before I figured that out.
Lorinc: I like to joke that after coming to Canada, my parents eventually went into hiding in Lawrence Park, which was in many ways a Judenfrei zone. A few of their neighbour friends eventually put two and two together, but most didn’t. I, in turn, had friends from growing up whom I never told, at first because I had been told not to, and then later because it just felt awkward and strange to bring it up. The first time I wrote about this topic in public was in the introduction of a book I published in 2005. I remember meeting one of my oldest friends – we’d known each other since kindergarten, 33 years by that point – and his first reaction was, “John, I never knew.”
Creet: I find it really interesting that John and I started our public explorations of hidden Jewishness around the same time. I believe that being public about these stories is an important strategy for countering the shame that comes with a combination of trauma and secrecy. At least one of my siblings strongly disagrees with me on this question and would have much preferred if I had not made our mother’s story public in any way. But, for me, learning to be able to talk about this very difficult history has been a crucial step in my ability to come to terms with it in some way, and to work through the traumatic effects of secrecy itself.
Lorinc: I would add only that the secrecy has created this paradoxical condition, which is that it was the engine of my curiosity about this history, and also a kind of organizing principle for one aspect of my sense of identity. So while I strongly believe that secrets are almost always corrosive, I don’t know that I’d describe this one as a poisoned chalice, because it has caused me to learn about a history that was, and is, well worth knowing.
Creet: I absolutely concur. As difficult as it has been to sort through the emotional, familial and historical entanglements of this secret, I would not be who I am, nor would I have done the creative and scholarly work that I have, had I not had to grapple with this inheritance.
Julia Creet and John Lorinc will speak May 31 at the Lipa Green Centre in Toronto.
http://www.cjnews.com/perspectives/opinions/discovering-the-hidden-secrets-of-our-past
|
|
Revenir en haut |
|
|
|
|